Mustafa Koç ve Akdeniz fokunun korunmasına destekleri
Akdeniz foku (Monachus monachus) nesli dünya ölçeğinde kritik olan bir deniz canlısı. Derneğimiz tam 29 yıldır aralıksız bu nadir deniz memelisinin ülkemiz kıyılarında korunmasına çalışıyor. Bu koruma sürecinde Mustafa Koç SAD-AFAG ve Akdeniz foklarının ülkemizde korunmasına destekte en öne çıkan sivil şahsiyet oldu.
Koç Holding Yön.Kur. Başkanı Mustafa Koç’un vefatını üzüntüyle öğrendim. Türkiye için çok önemli bir iş adamı olmasının yanısıra kendi açımızdan SAD-AFAG’ın doğa koruma çalışmalarına şahsen maddi ve manevi olarak önemli destekleri oldu. Özellikle nesli dünya ölçeğinde tehlike altında bir tür olan Akdeniz foklarının ülkemizde korunmasında ailece yanımızda bulundu. Türkiye ve dünyada oldukça büyük takdir gören, yavru fok Badem ve 3 sene ardından 2 diğer yavru Akdeniz fokunun tüm bakım, rehabilitasyon ve doğaya geri salma çalışmalarında -ilgili resmi kurumlar dahil başka hiçbir yerden masraflara destek bulamadığımız ortamda- tüm sponsorluğu karşıladığı gibi bazı izleme çalışmalarında bizzat sahada SAD-AFAG’ın yanında idi.
Mustafa bey hem gönülden hem madden destek oldu
2006 yılının Aralık ayında Didim’de görülen “öksüz” Akdeniz foku yavrusu Sahil Güvenlik tarafından ilkin SAD-AFAG’a iletilince aslında ne yapılacağını biliyorduk; öncelikle uzman bir ekibi sahaya gönderip önce hastalığı var mı, yaralı mı gibi sorulara cevap bulmak. Ve hemen ardından annesinden kopup kopmadığını anlamak.
3 kişilik ekip Foça’dan yola çıktığında Ankara’da dernek merkezinde ise bir kriz masası kuruldu. Ekipten gelen ilk haber iyi idi; ne hastaydı yavru fokumuz ne de yaralıydı. Ama ikinci bilgi ne yazık ki olumsuz geldi. Sahada bir süre kumsalda bekleyen ekip annenin ortada olmadığını gördü ve iyice değerlendirdikten sonra henüz adını koymadığımız yavru fokun öksüz olduğu yargısına ulaştık. Bu karar çok önemliydi. Zira artık doğada onu yalnız bırakmak demek ölüme terk etmek demekti. Ama bunu yapamazdık. SAD üyesi ve aynı zamanda Mustafa Koç ile şahsen tanışan bir arkadaşımızın konuyu kendisine aynı gün açmasına mutabakatla karar verdik.
Aralık 2006’ın son günlerindeydik ve o gün öksüz yavru fokumuzu AFAG’ın van transit aracıyla Didim’den Foça’ya getirmiştik. SAD-AFAG olarak kesinlikle belli bir uzman ekibe ve kurtarma bakımından asgari teknik bilgiye, know-how’a sahiptik ancak bu iş için hiç paramız yoktu. Hem bir rehabilitasyon ünitesi kurmak hem de onu idame ettirecek maddi kaynak şarttı. Dernek ancak kendini ve yürüyen projelerini idame ettiriyordu. Öksüz yavru fokumuz SAD-AFAG’ın üssü olan Foça’da yanımızda iken ve ilk özel beslenmesini yaparken güzel haber geldi; Mustafa bey hiç düşünmeden tüm masrafları o günün akşamında karşılamayı kabul etmişti. Bu müthiş habere elbette çok sevindik ve 10 kişiyi geçen bir ekip kurduk. AFAG bünyesinde herkesin görevi net ortaya kondu, kolları sıvdık ve 5 aydan biraz daha az bir sürede koç gibi baktık büyüttük kıymetlimiz Badem’i. Yavru fokun adını ise en başında, bulduğumuzun ertesi günü koymuştuk bile, fokun tüm bakımını üstlenen Mustafa bey kızlarına sormuştu, burda bile kendisini ismini vermeden ailesini de bu ulvi olaya dahil etti. Kızlarının “Badem” ismini tercih etmeleri ile yavru fokumuz artık Badem adını aldı. 2007 Nisan da Badem‘i Datça’nın Knidos yakınlarında salarken, SAD-AFAG, Sahil Güvenlik botu ve Mustafa bey ailesi ve özel yatları ile beraberdik. Bizler kıyıdan dikkat ve büyük özenle salma işlemine başlarken kendisi scuba dalarak Badem’e sualtından hoşçakal hazırlığı içindeydi. Ve hep birlikte Badem’i Akdeniz’e kavuşturduk 🙂 Badem sağlıklı bir şekilde artık doğasında idi… Bunu ancak birlikte ve işbirliği yaparak başarabilirdik. SAD-AFAG, Foça Belediyesi, Hollanda Fok Hastanesi, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Mustafa Koç… Salma sonrası Badem’in kıyıdan ve bizlerden uzaklaştığından emin olduktan sonra Mustafa beyin daveti ile Caressa-K teknesinin güvertesinde hep birlikte bu ölümsüz anı kutladık. Bizlerin, ordaki tüm Sahil Güvenlik personeli ile Mustafa beyin ve elbette eşi ve çocuklarının yüzleri gülüyordu. İçimiz görevimizi yapmanın huzuru ile doluydu. Tek başına sevinç kelimesi o anı anlatmaya yetmezdi.
Badem saldığımız çakıl sahilden biraz açıkta ama bıraktığımız koy içinde yüzdü ve 10 dakika kadar bize kendini gösterdi. Sonra koyun doğu ucundan sakince yüzerek ayrıldı.
Ardından 2 öksüz yavru foku daha evlat edinerek SAD-AFAG’a desteğini sürdürdü
SAD-AFAG’ın 29 yıllık koruma çalışmalarında birçok inanılmaz olaylar yaşandı. 2010 Aralık ayında ise bir tanesi daha başımıza geldi; 2 yavru fok hem de farklı yerlerde ama aynı gün kıyıda yalnız bulundu. Kısa bir telefon istişaresi ile AFAG karar vermişti; bunları da Badem gibi kıyıdan alıp Foça’da bakacaktık. Yine AFAG’ın efsanevi Ford van transit aracı ve içindeki 3 kişilik uzman ekip olay yerlerine gitti. Mustafa beye aynı şekilde konuyu aktardığımızda daha biz talep etmeden kendisi bu 2 yavrunun da bakım besleme rehabilitasyon ve doğaya geri salma masraflarını üstlendiğini söyledi. Masraflar bu defa daha az oldu zira ilk deneyim olan Badem bakım sürecinde davet ettiğimiz dünyaca ünlü Hollanda Fok hastanesini bu defa çağırmadık. Ekip çok sıkı bir çalışma ile bu defa 4 aydan kısa bir sürede 2 foka baktı, besledi ve bu fokları da başarılı bir şekilde denize saldı. Birçok defa konuyu ilgili resmi kurumlara maddi desteğimiz olmadığı ve oldukça mütevazı koşullar altında çalışan SAD-AFAG’ın buna gücünün yetmeyeceğini yazılarla belirtmemize rağmen hiç bir zaman maddi veya ayni destek alamayan SAD-AFAG Mustafa beyin bu maddi sponsorluk katkısı olmasa idi teknik bilgi ve uzmanlığımıza rağmen, bu 2 yavru fokun da Akdeniz’e doğal ortamlarına sağlıklı bir şekilde kavuşmasına imkan olmayacaktı.
Unutmadıklarımız…
Akdeniz fokunun korunmasında ilk ve tek sivil toplum kuruluşu olan SAD-AFAG bazı isimleri hiç unutmayacak; AFAG’ın kuruluşunda büyük rol oynayan Kemal Gökhan Türe, çalışmalarımıza ilham veren ve destekleyen bilim adamları Prof. Dr. Bahtiye Mursaloğlu, Prof. Dr. Fikret Berkes, öksüz-hasta-yaralı fokları gecikmeden haberdar eden yerel balıkçılar, Sahil Güvenlik Komutalığı ve elbette en zor maddi sıkıntı içinde günlerde 3 yavru fokun tüm bakım, rehabilitasyon ve doğaya geri salma masraflarını karşılayan ve manen ailece yanımızda olduğunu hissettiren Mustafa Koç. Kendisini bilen bilir. Profesyonel iş yaşamının dışında, fırsat buldukça iyiliklere imza atmış bir insan. Bazı yanlışlarla ve eksik bilinen “Badem” hikayesinde işin en başından günümüze kadar süreçleri Mustafa bey ve yardımcıları ile birlikte yaşayan SAD-AFAG ekibinin bir üyesi olarak, son derece nadir bir deniz canlısının ülkemiz kıyılarında korunmasına verdiği katkı ve destekleri kamuoyu ile paylaşmak istedim. Mustafa beye tekrardan Allah’tan gani rahmet ve ailesi ile sevenlerine başsağlığı diliyorum. Ruhu şad olsun.
(c) 2016, Cem Orkun Kıraç SAD-AFAG
21 Ocak 2016, Ankara