Monthly Archives: Şubat 2009
Gökova projesi kapsamında ilk paydaş toplantısı yapıldı
6–7–8 Şubat 2009 tarihleri arasında, Hollanda’da yerleşik Rubicon Vakfı ve Sualtı Araştırmaları Derneği-Akdeniz Foku Araştırma Grubu (SAD-AFAG) ortaklığında yürütülen Gökova Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi Deniz ve Kıyı Alanları Yönetim Planlaması Projesi Kapsamında ilk saha ziyareti SAD Proje ekibi tarafından Muğla, Akyaka ve Karacasöğüt’e yapıldı. Projede yer alacak ve proje çıktılarından yararlanabilecek tüm paydaşlar ile tanışma ve projeyi anlatma ziyareti gerçekleştirildi. Söz konusu proje Hollanda Tarım Bakanlığı BBI Matra fonlarından karşılanmakta olup, proje Eurosite tarafından da çok büyük destek görmektedir.
6 Şubat tarihinde ilk olarak, Cem O. Kıraç, Dr. Harun Güçlüsoy, Prof. Dr. Bülent Akınoğlu, D. Haluk Camuşcuoğlu, N. Ozan Veryeri ve Elif Tertemiz’den oluşan SAD heyeti, Muğla Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şener Oktik, Suürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Nuri Tarkan ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nurgün Oktik ile görüşerek projemiz hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulundu. Muğla Üniversitesi projemizle ilgili gerek eldeki verilerden faydalanma gerek teknik destek konusunda ellerinden gelen tüm yardımı yapacaklarını belirtti. Aynı gün öğleden sonra, Muğla Valiliği ziyaret edildi. Muğla Vali yardımcısı Ahmet Ali Barış’ın makamında proje bilgilendirme toplantısı yapıldı. Proje anlatımının ardından, Ahmet Bey, Muğla Valiliği olarak ellerinden gelen desteği bizim için kullanmaya hazır olduklarını belirtti. Ahmet Bey, SAD-AFAG’ dan Muğla Valiliği’ne proje hakkinda aciklayici bir yazı göndermelerini, böylelikle bölgedeki yönetim planlaması konusunda işbirliği sağlanabilecegini belirtti.
7 Şubat tarihinde, SAD heyetine Yard. Doç. Dr. Vahdet Ünal ve Karaca Suürünleri Çiftliği işletmecisi İrfan Yılmaz da katılım sağlayarak önce Gökova Akyaka’yı Sevenler Derneği ile tanışma ve proje anlatma toplantısı gerçekleşti. Dernek Başkanı Bahar Suseven başkanlığında ilgili dernek YK üyeleri ile Akyaka SÜ Kop. Başkanı katılım sağladı. Önemli bir paydaş olarak Gökova Akyaka’yı Sevenler Derneği’nin projede nasıl destek sağlayacağı ve projede aktif olarak nasıl katkıda bulunabilecekleri üzerine görüşüldü.
Daha sonra, Kıyı Alanları Yönetimi Türk Milli Komitesi Başkanı Prof. D. Erdal Özhan ziyaret edildi ve proje anlatılarak hocamızın değerli deneyimlerinden faydalanıldı. Özhan her türlü desteği vermek için hazır olduğunu belirtti ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. Aynı gün son olarak, Akyaka Belediye Başkanı Ahmet Çalca ile görüşüldü. Sayın Çalca çevre konularına çok duyarlı olduklarını belirterek başkanlığı boyunca yaptığı faaliyetleri ve doğa koruma çalışmalarını aktardıktan sonra projemize her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirtti.
8 Şubat 2009 Pazar günü oncelikle Gökova Yelken Kulübünde, Gökova Yelken Kulübü Başkanı Haluk Karamanoğlu ve daha sonra Karaca Suürünleri yetiştiricisi İrfan Yıldırım ile görüşüldü, yerel paydaş olarak proje ile ilgili fikirleri alındı ve ayrıca bölgede doğal kaynaklar üzerindeki tehditler tartışılarak değerlendirilmek üzere notlara eklendi.
Genel olarak, yapılan toplantılar oldukça olumlu bir havada gerçekleştirildi ve görüşülen paydaşların desteği alındı. Bölgedeki doğal kaynaklara karşı tehditler ön çalışma niteliğinde de olsa taslak olarak çizildi. Sürdürülebilir ve uygulanabilir bir yönetim planlaması için bu desteklerin büyük önem arz ettiği bilinen bir olgu. SAD-AFAG olarak projeye yerel yönetimlerin ve paydaşların destek olması oldukça güzel ancak paydaşlardan özellikle beklenen en büyük destek sürdürülebilir ve uygulanabilir bir yönetim planlaması için kendilerinin bizzat planlama sürecine katılmaları, kendi yetki, sorumluluk veya uzmanlık sahalarına giren konularda planlamaya görüş vermeleri. Yani bir bakıma yönetim planına sahip çıkmalarıdır. Bu konuda da gerek Akyaka Belediye Başkanlığı gerekse Muğla Valiliği ve yanısıra diğer paydaşlar bu ilk saha ziyaretimizde desteklerini çok net olarak ifade ettiler.
Badem fok uzman veterinerler tarafından detaylı muayene edildi
5 Ocak 2009 tarihinde Datça ilçesine bağlı Palamutbükü köyünden AFAG Temsilcisi Sezer Çete’den gelen bilgilerle genel sağlık durumu, hareketleri ve reaksiyonlarının sağlıklı olmasına karşılık Badem’in sol gözü tekrar yakından incelenmeye başlandı. Badem’e yaklaşmanın eskisi gibi çok mümkün olmadığı anlaşıldığından özellikle gözü bir hastalık olasılığına karşı yakından izlendi. Bunun üzerine SAD-AFAG tarafından Veteriner Hekimler Fulya Massizzo ve Avni Gök’le temasa geçilerek son durum aktarıldı ve sahaya gelerek Badem’in muayene edilmesi önerildi. Her iki uzman veterinerce bir süre daha fokun yerinde gözlenmesinin ve ihtiyaten bölgedeki AFAG Temsilcisi tarafından izlenmesinin uygun olacağı değerlendirildi.
Bu arada konuyla ilgili yetkili kurum kuruluşlarca Badem fokun bölgede gözlendiğine ve sağlığının takip edildiğine ilişkin hiçbir bilgi edinilmedi. Sezer Çete kendisine veterinerlerce gönderilen antibiyotik damlayı 5 Ocak 2009’da uyguladı ancak fokun aynı yerde kalmayıp hareketli halde olmasından dolayı bunun kolaylıkla mümkün olmadığı anlaşıldı. Ancak yakın takibi bırakmayan AFAG Temsilcisi genç fokun ertesi gün Datça’ya geçmesi sonucunda ancak 7 Ocak 2009’da Datça’da yine kıyıdan uzakta bir sandalda uyurken bularak 2. defa antibiyotik uygulaması yaptı. Ancak daha sonraki günlerde Badem fok ne Palamutbükü ne de Datça’da görülmedi.
8 Ocak 2009 tarihinden itibaren varlığından haber alınamayan Badem foku yerinde bulmak ve muayene etmek amacıyla veteriner hekim Fulya Massizzo 23 Ocak 2009’da Bodrum Yalıkavak’tan hareket ederek Datça Yarımadası’na geldi. 24 ve 25 Ocak tarihlerinde vet. Fulya Massizzo, Sebastian Massizzo ve SAD-AFAG Temsilcisi Sezer Çete 2 gün boyunca Datça Yarımadası güney kıyılarını taradılar ancak Badem gözlerden uzak bir noktada idi ve yakınlardaki kıyılardan tüm haberleşmelere rağmen bilgi alınamıyordu. 25 Ocak 2009 akşamı kıyılarda arama çalışmaları sona erdi.
30 Ocak 2009 tarihinde N. Ozan Veryeri, Ayhan Tonguç ve Sezer Çete Palamutbükü’nden başlayarak Mesudiye ve Datça kıyılarını taradı. Ancak Badem ekip tarafından öğleden sonra Hisarönü’nde bulundu. Sabit durmadığından ve muayeneye izin vermediğinden Gökova’da daha önceden özel olarak SAD-AFAG tarafından yaptırılan 50 m. x 50 m. toplam 2500 m2 lik yüzey alanı ve derinliği 22 m. ye kadar inen deniz içindeki açık havuza aktarıldı. 31 Şubat 2009 tarihinde veteriner hekim Avni Gök ve veteriner hekim Fulya Massizzo Gökova’ya intikal ederek, fokun izin verdiği ölçüde ilk muayenesini yaptılar. 1 Şubat 2009’da yine Gökova’da aynı yerde yapılan kontrollü ortamda floresan ışığı ve elle muayene yöntemi kullanılarak veteriner hekim teşhisi ile Badem fokun sağ gözünün gayet sağlıklı olduğu sol gözünde ise bir enfeksiyon olduğu belirlendi. Çok ilerlememiş olan hastalığın bu safhasında tedavi edilerek iyileştirilebileceği yönünde mutabakat oluştu.Sol gözdeki enfeksiyonun çok büyük olasılıkla Badem’in avlanması sırasında gözüne sivri bir cismin batması sonucunda meydana gelmiş olacağı değerlendirildi. Bunun denizdeki doğal veya yapay herhangi bir cisim olabileceği gibi balık yakalamaya çalışırken ya da yakaladıktan sonra balığın yüzgeçlerindeki diken veya kılçık batmasından da kaynaklanabileceği değerlendirilmiştir. Öncelikle gün içinde göze lokal olarak Fucithalmic (Fusidic asit içeren) antibiyotik damlatıldı. Bu arada, Hollanda merkezli Lenie’t Hart Zeehondencreche (Fok Hastanesi) ile yapılan iletişim sonucunda tarafımıza, Ekim 2008’de Yunanistan’da Piperi Adası’nda bulunan ve yine gözünde benzer enfeksiyona maruz kalmış yavru bir Akdeniz fokuna yapılan tedavi şekli önerildi. Buna göre uzun zaman etkili deri altından verilen sefalosporin enjeksiyonu (Convenia™ etken madde: cefovecin) yapıldı. Daha sonra Badem Gökova’daki açık deniz havuzuna bırakıldı. 1 Şubat 2009 23.00 itibariyle, iğneden hemen sonra sağlığı oldukça yerinde, hareketlerinde bir anormallik yok, yüzüyor, dalıyor ve kendi kendine balık avlamaya devam ediyor. Tedaviye alınacak yanıt ise zaman içinde belirginleşecektir.
Bu arada Aralık 2008’den itibaren Badem’in huyunda belli bir değişiklik gözlenmektedir. Tam olarak yaban hayata karışmamakla birlikte arzu edilen yönde ilerleme kaydettiği ve insanlardan uzak durduğu gözlenmiştir. Daha önceleri kıyıya kumsala çıkan Badem Aralık ayının 2. yarısından günümüze kadar çoğunlukla sadece kıyıdan açıktaki küçük sandallar veya tercihen Zodyak şişme botlara çıkarak dinleniyor ve insanların kendisine yaklaşmasına göreceli olarak daha az izin veriyor.
Onunla insanların ve turistlerin karşılaşması durumunda, Badem’e egoistçe yaklaşılmaması ve sevilmemesi, Badem’in doğal ortamına dönmesinde yapılacak en büyük iyilik olacaktır.