Badem’in Gökova Karaca’daki ilk yıllarına ait “eğitim” görüntülerine dair

SAD BASIN DUYURUSU (23 Şubat 2012)

Türkiye’nin yakından tanıdığı Akdeniz foku Badem’in sosyal paylaşım ağlarında ve haber sitelerinde bazı görüntüleri yayınlanmıştır.Bunun üzerine basında geniş olarak yer alan ve kamuoyu nezdinde akıllara birçok soru getiren bu konu hakkında Badem’i en yakından takip eden kuruluş olarak bildiğimiz konularda tümüyle açıklama getirme ihtiyacı hissedilmiştir.

Badem’in başından sonuna hikayesini hiç bilmeyen veya yüzeysel bilenler için bu basın duyurusunda özet bir açıklama yapılacak ancak Badem’le ilgili aslında bilinmeyen başka çok daha önemli konuları da gündeme getirerek detaylı bir bilgilendirme notu hazırlanıyor olacak. Zira, kamuoyunun tüm süreçler hakkında daha etraflıca aydınlatılması gereği de hissedilmektedir. Konuyla ilgili tarafsız ve net olarak dört sorunun sorulması lazımdır; 1- Görüntülerdeki eylem gerçekten Badem’i yaralamak, foka saldırmak veya incitmek amacıyla mı yapılmıştır; bunu yapan insan/lar hayvan düşmanı veya cani kişi/ler midir? 2- Görüntüdeki kendi ifadesi ile “eğitim amaçlı” bu uygulamanın yapıldığını söyleyen veteriner neden bu yola başvurmuştur? 3- Görüntüdeki veteriner SAD’dan veya AFAG’dan aldığı yazılı/sözlü talimatla veya dernek yönetimi ve Badem Kurtarma Proje ekibinin aldığı kararla mı bu eyleme girişmiştir? Bu iş rehab ekibi / yönetimden onaylı, mutakabatlı bir eylem midir? ve 4- Dünyada yavrudan bulunup da ex-situ ortamda bakılıp nadir de olsa insana alışan başka Akdeniz foku (Monachus monachus) bireyleri örneklerinde, doğaya salınma sonrası bu kategoride genç fokları insandan uzak tutma sorununu aşmak için bilinen bir yöntem varmıdır? Varsa hangi yöntem/ler kullanılmaktadır?

Görüntüler üzücü, ancak böyle bir hissiyatla birlikte dikkatli izlendiğinde görüntüdeki veterinerin Badem’in canını acıtmak veya işkence kastıyla eylemde bulunmadığı açıkca görülmektedir. Badem bu etkiye verdiği tepkinin bir köşeye kaçmak veya sualtında saklanmak yerine her seferinde veterinere geri geldiği gözlenmektedir. Foça’da öksüz bir bebek iken Badem’e bakan ekibin içinde adı geçen Avni Gök de vardı. Büyük bir özveri ile, beş ay boyunca her gün 5 vardiya, zahmetli balık püresi hazırlama, en zor yöntem olan mideye hortum salınarak zorla besleme, yavrunun ve ünitenin temizliği gibi zahmetli ve özverili bakım süreci iyi hatırlanacaktır. O yüzden bunları gerçekleştirenlerden biri olan ve olayda adı geçen veterinere aynı anda hem iyi hem kötü denilemez. Her ne kadar dernekle Avni Gök, gerek Badem gerekse sonradan 2011’de bakılan Dilara ve Tina adlı öksüz fokların bakımında çoğu zaman görüş ayrılığı içinde olsa ve Avni Gök uyumsuz davranışlarından Mart 2011’de disiplin kurulu ve yönetim kurulu kararlarıyla dernek üyeliğinden çıkarılmış olsa da, söz konusu olaya ham bir yorumla “vahşet” demek yerine esasen objektif şekilde sorulması gereken “neden veterinerce görüntülerdeki yola gidildiği veya gidilmek zorunda kalındığı” dır. Bu önemli soru haber kaynağı ve kamuoyunca sorulmamıştır. Ancak veteriner Avni Gök, bunun anlaşılmadığını görünce sorulması gereken sorunun cevabını kendi bakış açısıyla sonradan basın yoluyla vermiştir. Dikkatlice irdelenmesi ümidiyle, bu basın duyurumuzda, onayımız olmasa da bu fiilin arka planındaki düşünceyi biz de aktarmış olduk.

Badem’in Gökova’da salındığı 2007 Nisan ayından itibaren kıyılarda turistlerin ve halkın genç fokla aşırı içli dışlı olmaları sonucunda Badem de insanlar da inanılmaz şekilde zarar görmüştür ve bu seneler boyunca devam etmiştir. Badem-İnsan ilişkisi ne yazık ki ciddi yaralanma ve kazaların ötesinde defalarca ölümcül boyutlara yaklaşmıştır. Bu son flaş haberde işin bu kısmı kamuoyunun gözünden kaçırılmaktadır. Bu önemli detay vurgulanmayınca bu olayın keyfi olarak yapıldığı anlamı çıkar. Basında çıkan kasetteki olayın ise salma sonrası izlemeye ilişkin 5 senelik süreçte tek bir defa vuku bulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Haberi verenin aslında bunu çok iyi bildiği malumdur çünkü söz konusu yayıncı bölgede faaliyet göstermektedir. Çabuk unutan bir toplum olduğumuzdan 2007-2008-2009 senelerinde defalarca yaşanan yaralanma hatta neredeyse boğulma olayları en azından bizim çok iyi aklımızda ve arşivimizdedir. Aşağıda verilenler basında çıkanların çok az bir kısmı ve bunun en az 4 misli de basına yansımayan ve telefon görüşmeleriyle Sahil Güvenlik botları veya doğrudan derneğe gelen telefonlarla aktarılan boğulma tehlikesi vakalarıdır. Bu gibi ölümle sonuçlanmış olabilecek  kazalar veya Badem’in öldürülme ihtimali o senelerde Muğla Valiliği’ni harekete geçirmiş ve sadece bu konu üzerine Badem’in olayların olduğu turistik bölgeden transfer edilerek açık deniz havuzuna alınması konusunda dernekten özel yardım istenmişti. Ve talep edilsin ya da edilmesin, Badem’e bakan herkes (Dernekten, gönüllü olarak dışarıdan veya yöre halkından) işi gücü bırakıp anında olay yerine intikal etmiş ve arzu edilmeyen olayların önüne geçecek şekilde Badem’e zarar vermeden müdahale etmişlerdir. Bu konjonktürde düşünüldüğü zaman, her daim açık deniz havuzlarında bakılmasına imkan olmayan Badem’i (besleme amaçlı canlı balık, tam zamanlı personel, ulaşım, haberleşme, yemek ve barınma vs. masraflarının çokluğu) tekrar denize döndüğünde insan hayatını tehlikeye sokmayacak ve kendi canını da kurtaracak bir durum arayışı hasıl olmuştur ve zihinler daima hep bu yönde meşgul olmuştur. Derneğimiz ise her zaman pasif yöntem olan Badem’i bölgeden uzaklaştırma yoluna gitmiş ve Gökova’daki açık deniz havuzuna transfer etmiştir, ki bu operasyonların bile, Badem’in 300 kiloluk ve sağlam ısıran bir canlı olduğu düşünüldüğünde, oldukça zor ve hatta riskli bir girişimler olduğu açıktır.

Badem’in doğada bulunduğu beş sene zarfında Badem’e yönelik tek aktif eylem örneği basında yayınlanan görüntülerdir. O da hangi ayda olduğu bilinmemekle birlikte 2008 senesinde olduğu söylenmektedir. Ancak haber kaynağı tarihi vurgulamadan yeni bir olaymiş gibi yansıttığı görülmektedir. Üstelik aynı haber kaynağının Badem’in idari bir hata ile canlı balıklarının öldürülmesi sonucunda iyi beslenemediği ve yavrusunun ölü doğduğu haberine yer verilmemiştir.

Badem o dönemde SAD-AFAG tarafından kıyı kıyı, koy koy, ada ada takip edildi. Amaç ne Badem öldürülsün ne de çocuklar dahil kimse zarar görmesin idi. İşte tartışılan o görüntüler 2007-2009 arasında iki buçuk sene boyunca anormal seviyede yaşanan Badem-İnsan ölümcül ilişkisinin yaşandığı süreçte olduğu ve bu ilişkiye bir önlem getirmek çabasından başka bir şey olmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan başta Foça’daki yavru fok rehabilitasyon sürecinde ekipte olan veteriner hekim Avni Gök’ün yaptıklarına bakarak aynı kişiyi hem iyi hem de kötü olarak sıfatlandırmanın yanlış olacağını düşünüyoruz. Bir belediye veterineri olan Avni Gök’ün dernekle bu olaya ilişkin görevlendirilmiş bir personel anlamında ilişkisi yoktur. Öte yandan kendisinin görüntülerde yer alan davranışlarının derneğimiz kararı ile yapıldığı yönündeki açıklamaları kesinlikle doğru olmayıp, konuya ilişkin hukuki süreç başlatılmıştır. Akdeniz fokunun doğaya geri salınması sonrasında doğaya tam olarak karışmasını ve insanlarla temasının kesilmesini teminen zaten dünyada bir yöntem bilinmemekte ve hatta konuyla ilgili makale bile bulunmamaktadır.

Bu olayın çözümlenmesi için, masanın üzerinde farklı konularda en az 7-8 ayrı dosya olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Bunlardan en önemlisi Badem’in bölgede Marmaris Kaymakamlığı tarafından yaz aylarında Karaca’daki havuzunda bakılmasının istenmemesi konusudur. İşte farklı ama birbirine zincirleme bağlı bu dosyalara göz atmadan, sadece buzdağının ucu olan ve de yanlış yorumlanan 2 dakikalık bir görüntüye bakarak basitçe hayvan hakları ihlali sonucuna varılması yanlıştır. 2008 senesinde olduğu söylenen kaset, güncel bir olay değildir ve haberi veren tarafından tarih özellikle gözden uzak tutularak sanki yeni bir gelişme gibi verilmesi kasıtlıdır. Badem söz konusu flaş haberdeki eylemden psikolojik ve fizyolojik olarak bir zarar görseydi, 2012’deki bu günlerde bu kadar sağlıklı olmaz, aradan geçen senelerde yüzlerce deniz mili yüzemez veya hamile kalamazdı. Şubat 2012’de Radikal’de yayınlanan haberimizin hemen ardından (3 gün sonra) daha önce ellerinde olduğu bilinen kasetin yayınlanması ise elbette manidardır. Kamuoyu bu gerçekleri tüm çıplaklığı ile bilmediği halde, haberdeki eksik ve yanıltıcı bilgiler olduğunu kavrayarak çok büyük çoğunlukla tuzağa düşmemiştir.

Hepimizin yakından tanıdığı Akdeniz foku Badem, gözünden ciddi şekilde rahatsızlandığı Ocak 2009’da Vet.Hekim Fulya Kaya, Vet.Hekim Avni Gök, Ozan Veryeri ve İrfan Yıldırım tarafından büyük özveri ile tedavi edildikten ve izlendikten sonra 1 Şubat 2009’dan bu yana sağlığı iyi durumda. Yani doğal yollardan hastalandığından bu yana tam üç senedir dışarıdan verilen bazı rahatsızlıklar ve aşağıda anlatılan ölü yavru doğumu hariç hiç sorunsuz yaşamını devam ettirmektedir. Gökova ve Hisarönü Körfezlerinde yine sadece (ne yazık ki) Sualtı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu üyeleri ve yöreden küçük kıyı balıkçıları dahil bazı gönüllülerin takibi ve kontrolünde yaşamını sürdürmektedir. Nisan 2011’de salınan Dilara ve Tina adlı öksüz yavrularda ise, Badem örneğinde görülen sorunların hiçbiri yaşanmadı ve salınmaları ile birlikte doğaya karışarak bu iki Akdeniz foku Türkiye popülasyonuna kazandırılmış oldu.

Bu sürecin ilginç olan bir yönü daha vardır; başından beri haberi servis edenin elinde olduğu bilinen kaset derneğimizin Badem’le ilgili bazı detayları haber yaptıktan sonra (3 senenin ardından) derneğimizi hedef alarak ortaya sürülmüştür. SAD-AFAG’ın 14 Şubat 2012’de basında Badem’in Gökova’da bakıldığı yerde yaşanan sorunları ve özellikle Marmaris Kaymakamlığınca derneğe denizi kirlettiğimiz sözlü gerekçesiyle ceza kesileceği, bunun üzerine canlı balıkların dondurularak karaya çıkarıldığı ve o dönemde hamile olan Badem’in beslenme düzeninin ve kalitesinin fark edilir biçimde düştüğü ve yavrusunu ölü doğurduğu haberi bu flaş haberin servis edilmesini tetiklemiştir. Çünkü arka planda başka bir konu vardır; o da arazi sahibi bazı yerel rant odakları, hazine arazisi olduğu halde SAD-AFAG’ın kıyıda kullandığı karavanların olduğu iptidai tesislerden bile rahatsız olmuş ve hatta bölgeden gitmemiz için dernek çalışanları ve yetkilileri Marmaris Karaca’daki bu yerel rant odaklarının tehditlerine maruz kalmıştır. Olayın fok Badem’e acı çektirme amaçlı olmadığını, sadece insanlardan uzaklaştırma amaçlı insanlarla Badem arasındaki yakınlaşmayı önleyici münferit bir hareket olduğunu bilen, aynı zamanda derneğimizin onayı ve talimatı olmadığının çok iyi farkında olan ve amacı sadece 2 şişe burunlu yunus ve bir Akdeniz fokunun deniz içindeki büyük havuzlarda bakımını ve iyileştirilmesini müteakip doğaya geri salma hedefi olan derneğin bölgeden itilerek arazi rant kaygısıyla uzaklaştırmak isteyenlerin bilinçli oyunu olduğunu bu duyuruyla değerli Türk kamuoyuna aktarmak isteriz.

Başkaca kapsamlı ve olayın arka planını dolduran bilgiler daha geniş bir bilgi notu şeklinde kamuoyu ile paylaşılacaktır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Sualtı Araştırmaları Derneği

Yönetim Kurulu

 

İnsan yaralanmaları ve saldırılara ait bazı olaylar: 2007-2008-2009

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=882289&Date=09.06.2008&CategoryID=85

http://www.netgazete.com/News/625850/fok_badem_turizm_bakanligi_daire_mudurunu_isirdi.aspx

http://arsiv.yarimada.net/component/content/article/10278-fok-badem-bodrumda-br-ky-isirdi

http://www.denizhaber.com.tr/deniz-kulturu/31759/akdeniz-fok-badem-koc-holding-mustafa-mugla-marmaris-karacasogut-vatandas-isirdi.html

http://www.trtukranian.com/Haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=55a7c331-9d2e-4dc8-89c0-28fa65b92691

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/HaberDetay.aspx?haberid=472546

http://www.yenisafak.com.tr/Gundem/?t=05.05.2007&c=1&i=119265

http://www.semthaber.com/haber_yazdir.php?haber_no=53972

http://www.mucadele.com.tr/haber/egeden/mugla-sahillerinde-fok-baligi-badem-alarmi/8055

http://www.timeturk.com/tr/2008/05/25/fok-badem-in-hircinliginin-sebebi-bulundu.html

http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=turkiye&ArticleID=526724&Date=12.05.2008

Badem’in yavrusu niye yaşamadı? Radikal, Şubat 2012

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1078644&CategoryID=41

Badem’in kurtarılması, rehabilitasyonu ve salınmasına ilişkin

http://www.sad.org.tr/badem_aciklama/index.html