Mersin Yeşilovacık’da Akdeniz foku üreme alanındaki inşaat proje onayına iptal davası açıldı

A-33-Yeşilovacık-HT01 SAD Mersin Yeşilovacık koyunda Akdeniz foku üreme habitatında yapılan bir kıyı dolgu ve yükleme boşaltma limanı projesine onay veren işleme karşılık Nisan 2013’de iptal davası açtı. Mağara içi görüntüleri de dahil olmak üzere türün bölgede varlığına ve ürediğine dair somut deliller ve 1. elden gözlem verileri var.
Bunlara rağmen habitatı geri dönüşümsüz tahrip edecek bu plana Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın nasıl onay verdiği ve Orman Suişleri Bakanlığı’nın nasıl uygun görüş verdiği anlaşılmamakta!.. Türkiye’deki 17 Önemli Akdeniz Foku Yaşam Alanlarından biri olan Mersin Yeşilovacık kıyıları, civar koyları, adaları ve burunları ile Türkiye’nin korunması gereken kıyı habitatlarından birini oluşturuyor.
SAD-AFAG’ın taraf olduğumuz uluslararası Sözleşmeler ve meri ulusal mevzuat gerekçe gösterilerek kıyı dolgu ve yükleme-boşaltma limanına karşı dava açması yanısıra, ODTÜ-Deniz Bilimleri Enstitüsü ise Bern (Avrupa Yaban Hayatı Koruma Sözleşmesi) Sekreteryasına başvurarak durumu doğrudan raporlayarak gerekçeli şikayetinde bulundu. Bern Sözleşmesi Sekretaryası’nın doğa korumadan sorumlu kuruluş olan Orman Bakanlığı DKMP Genel Müdürlüğü ile temasa geçtiği biliniyor.
Türkiye Bern, Barselona ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmeleri gereği nesli tehlike altında olan türleri yaşam alanları ile birlikte koruma taahhüdünde bulunan bir ülke. Ayrıca ilgili kanunlar gereği nesli azalan yabani canlıların doğal yaşam alanlarının korunmasının esas olduğu bilinmekte. Türün ve yaşam alanlarının varlığı belge ve gözlemlerle sabit iken bunlar dikkate alınmadan, bu son derece önemli doğal alanda kıyı dolgusu, kıyı yolu ve yükleme boşaltma limanı yapılmasına izin verilmesinin her halikarda yanlış ve hukuka aykırı bir onay olduğu düşünülmektedir.
Elbette ülkemizde limanlar yapılmalıdır. Türkiye’nin karayolu taşımacılığından çok denizyolu taşımacılığına ihtiyacı vardır. Ve çok iyi biliniyor ki denizyolu taşımacılığı hem daha ekonomik hem daha doğa dostu bir taşıma modudur. SAD önceki yazışmalarında ve görüş sorulan yazılara cevaplarında denizyolu taşımacılığına önem verilmesi gerektiğine dair görüşlerini defaten aktarmıştır. Ancak liman yeri seçimini yaparken azami derecede özen göstermek gerekmekte ve bilimsel verilerin ışığında olması gereken yere limanların inşa edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Öte yandan, söz konusu liman inşaatı projesinden önce Ankara Üniversitesi’nden bir grup akademisyene yaptırılan ÇED raporunda Akdeniz foku, biyolojisi ve yaşam alanları hakkında son derece yanlışlıklar içeren ÇED Raporu tarafımızca incelendikten sonra son derece büyük bir üzüntüye kapıldık. Zira hem tür ve davranışları hakkında yanıltıcı bilgiler bulunduğu hem de eksik bilgiler olduğu görüldü. Ayrıca Akdeniz foku üreme mağarasının varlığı kabul edilmekte olup, liman inşaatına ve her türlü hafriyatın yapıldığı bölgeye uzaklığı 1300 m. olarak yazıldığı, halbuki Akdeniz foku mağarasının liman inşaatına uzaklığının raporda yazılandan çok daha yakında olduğu bilinmektedir. Gerçek bilgilerin bu şekilde saptırılması yolu ile karar verici kuruluş olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yanıltılmaya çalışıldığı ortadadır. Bu yollarla doğal yaşam alanlarının geri dönüşü mümkün olmayan bir şekilde tahrip edilmesi hem hukuki, hem de bilimsel anlamda kabul edilemez. —
Türkiye hem doğru yer ve şekilde yapılacak yatırımlarla kalkınmasını sağlayabilir hem de taraf olduğu sözleşmelere uyarak ahde vefasında bulunur. Çağdaş Türkiye’de doğal değerlere sahip olunması ve gelecek kuşaklara bu değerlerin taşınması gerektiğini savunan bir STK olarak SAD bilimsel doğrular ışığında çalışmalarına devam edecektir.